Dolar 35,7707
Euro 37,3391
Altın 3.209,32
BİST 10.082,10
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 15°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
15°C
Hafif Yağmurlu
Cum 14°C
Cts 12°C
Paz 12°C
Pts 8°C

Yeni Yıl Yeni Umutlar

6 Ocak 2025 08:04

Öncelikle 2025 yılının ve 3 ayların tüm insanlığa hayırlar getirmesini temenni ederek başlayalım. Acısıyla tatlısıyla koca bir yıl daha ömrümüzden geçip giderken yeni umutlar ve temennilerle 2025 yılına girdik. Savaşların, işgallerin ve bitmeyen zulümlerin gölgesinde bir yılı daha tamamlarken hem küresel, hem ulusal olarak ekonomiyle olan imtihanımız da bitmedi.

2023 yılının Haziran ayında rasyonel politikalara dönmeye karar verdik. 2023 yılına %8,5 faiz ile başlayıp, %42,5 ile bitirirken, 2024 yılında %50 faiz ile devam ettik. Aralık 2024 itibarı ile sembolik te olsa %47,5’a düşürdüğümüz faiz oranı büyük ihtimalle 2025 yılı içerisinde kademeli olarak düşmeye devam edecek. Nereye kadar ve ne sıklıkta düşeceğine ise büyük ihtimalle enflasyon ve siyaset karar verecek. Başladığımız noktaya dönmemiz ise artık imkânsız.

20 Ocak’ta göreve başlayacak olan Sayın Trump, 2025 yılının küresel ekonomisinin belirleyicisi olacak. Yıllardır sürüncemede bırakılan Ukrayna – Rusya çatışmasının faturasını Avrupa Birliği öderken küresel ekonomide belirleyici rolünü her geçen gün kaybettiğinin umarım farkındadır. Karar alma mekanizmaları nedeniyle tedbir almakta geciken Avrupa Birliği küresel gelişmeleri takip edemezken Sayın Merkel sonrası bir lider çıkaramayan Almanya, Rusya – Ukrayna çatışmasının en büyük bedelini öderken, Avrupa Birliği içerisindeki önder rolünü tartışılır hale getirdi.Şahsen 2025 yılında küresel ekonomide yaşanan gelişmelerin iki belirleyici karakteri olacak. Amerika ve Çin dışında artık küresel ekonomide belirleyicilik rolü olabilecek bir güç sanırım kalmadı. Trump vaat ettiği gibi Çin’e yaptırım ve ek vergiler uygulamaya kalkarsa bunun yansımaları nasıl olur kestirmek hakikaten çok zor. FED’in faizleri ne ölçüde indireceği de önemli ancak benim kanaatim Amerika’da ekonomik göstergeler bu konuda FED’in aceleci davranmayacağını gösteriyor. Her ne kadar Trump, FED başkanı ile aynı görüşte olmasa bile faiz üzerinde bir etkisinin olacağını düşünmüyorum. Çünkü FED kuruluş ve işleyiş itibarı ile siyaset üstü bir kurum.

Bize dönecek olursak 2025 yılına %40’ların üzerinde bir enflasyon ve faiz oranı ile girdik. Kontrollü kur politikasının enflasyon üzerinde istenen etkiyi yaratmadığını yaşayarak gördük. Geçen yılbaşında bu günlere dair cümlesinde şu ifadeleri kaleme almışım;

‘’İhracatçı ve turizmci artan maliyetleri ve işçilik ücretlerini gerekçe göstererek rekabetçi bir kur isterken ülkemize gelmek için canla başla mücadele eden yabancı yatırımcı bu kur seviyesi ve faiz düzeyinin nimetlerinden faydalanacak. Biz ise gelen finansmanı taşa toprağa tekrar gömeceğiz ama göstergeler düzelecek. Bu düzelen göstergeler bizim yine vergi adaletsizliğimizi kayıt dışılığı önlememizi ileri teknoloji nitelikli eğitim ve işgücü sorunumuz gibi kronik sorunlarımızın sümen altı edilmesine sebep olacak.’’Geçen zamana bakıyorum 2024 yılı içerisinde bir tek vergi reformu gündeme geldi ve sağından solundan budana budana akıllarda bir tek kol saatine getirilen ek vergi kaldı. Biz ülke olarak ne zaman çok kazanandan çok az kazanandan az vergi almayı başaracağız doğrusu merakla bekliyorum. Tüm vergi gelirlerini dolaylı vergilerin üzerine yıkarak gelir dağılımında yüksek enflasyonun oluşturduğu yıkımı nasıl bertaraf edebiliriz ki?

Asgari ücrete %30’u uygun görüp yeniden değerleme oranını %40’ın üzerinde yayınlamakla enflasyonu sadece kağıt üzerinde düşürebiliriz. Sıkı para politikasını faiz ve kurla uygularken maliye politikaları ve kamu tasarrufu tarafında bir aksiyon almaz isek bunu sabit gelirliye nasıl izah ederiz. Çünkü yaşanan sürecin en büyük bedelini sabit gelirli ödedi ve 2025 yılında da ödemeye devam edecek.İnanın faizler %20’lere düşse döviz kuru bir yıl daha bu seviyelerde kalsa dahi ekonomi politikalarında tam kapsamlı bir reform paketini hayata geçirmez vergide adaleti tesis edemez isek sabit gelirli insanlarımız için satın alma güçleri 5 yıl ya da 10 yıl öncesine bir daha asla dönmeyecek. Sürdürülebilir ve sağlıklı büyüme patikasına girebilmek için eğitimden yargıya, vergi sisteminden teknolojiye birçok etkeni aynı derecede önem sırasına alıp buna uygun politikalar üretmek zorundayız. Küresel ekonomide kutuplar değişirken bizim kaybedecek vaktimiz inanın yok.

ETİKETLER:
YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
8 Ekim 2024 13:54
9 Eylül 2024 14:02
5 Ağustos 2024 08:07
14 Haziran 2024 15:53
11 Kasım 2024 08:03
9 Aralık 2024 08:04
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.