Karabağlar Belediyesi, düzenlediği deprem etkinlikleriyle fark yarattı
Karabağlar Belediyesi, 30 Ekim Depremi yıldönümünde hafta boyunca düzenlediği sergi, sunum, gençlere yönelik bilinçlendirme etkinlikleri ve belgesel gösterimleri ile fark yarattı.
Karabağlar Belediyesi, 30 Ekim Depremi yıldönümünde hafta boyunca düzenlediği sergi, sunum, gençlere yönelik bilinçlendirme etkinlikleri ve belgesel gösterimleri ile fark yarattı.
Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay bu tür etkinlikleri salonlardan, sokaklara taşıyacaklarını ve tüm Karabağlara yayarak bilinçlendirmeyi daha da arttıracaklarını söyledi.
Karabağlar Belediyesi deprem haftası boyunca İFOD’un Kent mi? fotoğraf sergisi ile başlayan KARBEM öğrencilerinin katıldığı İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığında düzenlenen afetlerle ilgili bilgilendirme, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ile birlikte “Depremle Yaşamak” konulu sunum “Derin Uğultu Belgeseli” ve son olarak konunun uzmanı konuşmacıların katıldığı “Depremin Gölgesinde Yaşam” paneli ile etkinliklerini tamamladı.
Son etkinlik 100. Yıl Uğur Mumcu Parkı’nda düzenlendi. 30 Ekim’den 6 Şubat’a “Depremin Gölgesinde Yaşam” Panelinin moderatörlüğünü TMMOB Mimarlar Odası İzmir Şubesi geçmiş dönem Başkanı İlker Kahraman olurken, konuşmacılar TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Koray Önalan, TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Ezgi Dede, AKUT Derneği İzmir Bölge Sorumlusu Özgür Özmen ile Karabağlar Kent Konseyi adına İnşaat Mühendisi Selma Nalbantoğlu oldu. Etkinliğe Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay, başkan yardımcıları, siyasi parti ve stk temsilcileri, meclis üyeleri, muhtarlar, meslek odalarına kayıtlı üyeler ile vatandaşlar katıldı.
Başkan Kınay, “Bir tarafta bilim, akıl, uzmanlık diğer tarafta rant, kar hırsı, hırsızlık var”
Etkinlikte bir konuşma yapan Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay, “Masanın bu tarafında yasamız, yönetmeliklerimiz, konunun uzmanı, mühendislerimiz, mimarlarımız ve şehir plancılarımız var. Masanın öteki tarafında ise farkında olmamız gereken rant, hırs, hırsızlık ve ahlaksızlık var. Yitirilen canların üzerinden pazarlık yapanlar var. 30 Ekim tarihinde sayısı 10’u bile bulmayan binalardan canlarımızı çıkarmaya çalıştık. Kimimiz eşyalarını çıkarmaya çalıştı. Depremde canını kurtaranlar binalara giremezken şimdi ne olacak nereye sığınacağız sorunu ile karşılaştı . Toplanma alanları geçici barınma alanları sorunları ile afet öncesi sonrası pek çok süreci yürütmek gerekiyor. Acıları yaşadık sonuçlarını etkilerini hala yaşıyoruz. Aslında depremin farkındayız. Yaşadığımız her depremde hatırlıyor ama unutuyoruz. Tüm bunları yanında biz 6 Şubat’ı yaşadık ve biz bu süreci hala yaşıyoruz ve hala enkazın altındayız” diye konuştu.
Kendi geleceğimizi kendimiz yaratmak zorundayız
Karabağlarda yıllardır konuşulan ve kader olarak gösterilen sorunları yaşatmayacaklarını belirten Başkan Kınay “Bunların farkındayız ve yaşatmayacağımızı söylüyoruz. Eğer kendi gerçeklerimizi ortaya çıkarmazsak, atacağımız adımları doğru yönetmezsek aynı yanlışları yaşarız, tıpkı ülkemizde geçmişten bugüne gerçekleşen depremlerde kaybettiğimiz 500 bin canımız gibi. O nedenle kendi geleceğimizi kendimiz yaratmak zorundayız. Plan projelerin anayasalar olduğu, hazırlayanların denetleyenlerin yapanların yönetenlerin karar verenlerin attıkları hem imza da, koydukları her tuğlada, denetlediği her binada o canların sorumluluğunu taşıması gerekiyor. Bu aşamaların her birinde elde edilen yararın sadece halk olması gerektiğini unutmamamız gerekiyor” dedi.
“Sesimizi halktan yana büyütmeliyiz”
Bu etkinliğin neden parkta yapıldığına da açıklama getiren Başkan Kınay “Konunun uzmanları zaten yıllardır salonlarda konuşuyor. O sesi halktan yana büyütmezsek bunları da hayata geçiremeyiz. Dolayısıyla kötü ve kötülüklerle hep beraber savaşmak zorundayız. Ben bu mücadeleyi Karabağlar belediye başkanı olarak Karabağlarda yapacağım. Burada rol model olabiliriz. Geçmişin yanlışlarını bir doğru ile biz yapabiliriz. Bu anlamda Kentsel Dönüşüm ve Afet İşleri Müdürlüğümüzü de kurduk. Komisyonumuzu da oluşturduk. Çalışmalarımızı bu yolda bilimle uzmanlıkla konumun tüm paydaşları ile birlikte kamudan ve halktan yana yürüteceğiz. Kentimizi dönüştürürken yaşamı da dönüştürecek farkındalığı büyüteceğiz. Bu nedenle panelimizi kapalı salonda değil burada halkım içinde yapıyoruz ki herkese ulaşalım herkesin kulağına kar suyu kaçsın. Herkes bir cümle kursun” dedi.
Konuşmacılar da önemli konulara değindi
Etkinlikte sırasıyla söz alan Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Koray Önalan 30 Ekim de Yunanistan’ın Sisam adasında yaşanan depremin İzmir depremi olmadığını belirterek “Bayraklı da 117 kişinin öldüğü deprem Sisam Depremi’dir ve afet Bayraklı ilçesini vurmuştur” diye konuştu. Bayraklıda yaşanan depremin ülkeye ekonomik maliyetinin 400 milyon dolar olduğunu belirten Önalan “Alüvyonların üzerinde binaları yapmışız. İzmir, 7 büyüklüğünde bir depremi henüz test etmedi. O nedenle Bayraklı da, Alsancak da ve Bostanlı ve Mavişehir de böyle bir deprem olmadan kimse benim binam güvenlidir diyemez” diye konuştu.
TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Ezgi Dede konuşmasında depreme karşı dirençli kentler için neler yapılmalı konusunda açıklamalar da bulundu. Dede, “Biz TMMOB meslek odaları olarak bilim ve tekniğe, yasalara ve yönetmeliklere dikkat eden her türlü uygulamanın arkasında olacağımızı bunun karşısında duran uygulamaları da yok sayacağımızı bir kez daha belirtmek istiyorum” dedi.
AKUT Derneği İzmir Bölge Sorumlusu Özgür Özmen ise “Biz birçok seminere katılıyorsunuz deprem öncesi ve deprem sırasında vatandaşlara neler yapmaları gerektiği konusunda eğitimler veriyoruz ama eğitimler sırasında herkes kendini enkaz altında düşünüyor. Gönüllü bir inisiyatif olarak güvenli yapılarda oturmak en önemlisi. Bizler 5 bin gönüllümüz ve 30 ekibimizle her zaman hazırız. Ama bize gerek kalmayacak günleri de umarım görürüz” dedi.
Karabağlar Kent Konseyi adına İnşaat Mühendisi Selma Nalbantoğlu ise Amin Maalouf’un “Ortadoğu insanı her şeye üzülen fakat hiçbir şey yapmayan insandır” sözü ile konuşmasına başlarken “İmar Barışı, biz inşaat mühendisleri olarak cinayettir. Yapının tescilini, yapı sahibinin beyanı ile tescilleyen ve hiçbir mühendise sorulmayan ve hiç bir teknik inceleme bile yapılmadan yapılara belge verdiler” diye konuştu.
Konuşmasında Karabağlar Belediyesi Kent Konseyi, Akut, İnşaat Mühendisleri Odasi ve İzmir Şubesi ortaklığında yürütülen mahalle afet gönüllüleri çalışmasından bahseden Nalbantoğlu, Karabağlarda afet mücadelesi ve afet sonrası çalışmalara ilişkin bilgilendirme ve gönüllü ekiplerin oluşturulması amacı ile mahallelerde yürütülen proje çalışmalarına değinerek Dirençli Kentler Komisyonunun da proje paydaşı olması ile çalışmaların diğer mahallelere de yayılarak devam edeceğini belirtti.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı