Dolar 34,5424
Euro 36,0063
Altın 3.006,41
BİST 9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 9°C
Parçalı Bulutlu
İstanbul
9°C
Parçalı Bulutlu
Paz 10°C
Pts 11°C
Sal 12°C
Çar 13°C
Reklam

Akciğer kapasitesi triflo ile artırılabilir… “Triflo ile akciğerlerimizi yanlış ve yetersiz kullandığımızı fark ediyoruz”

Akciğer kapasitesini artırmanın vücuda alınan oksijeni da artırmak anlamına geldiğini belirten uzmanlar, bu durumun vücut sağlığı ve iyileşme için çok önemli olduğunu söylüyor.

Akciğer kapasitesi triflo ile artırılabilir… “Triflo ile akciğerlerimizi yanlış ve yetersiz kullandığımızı fark ediyoruz”
2 Eylül 2024 16:39
137

Solunum egzersizleri ile akciğer kapasitesini artırmak için triflo kullanıldığını belirten Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Prof. Dr. Anış Arıboğan, “Özellikle ameliyatların ardından veya kronik akciğer problemi olan hastalarda, hava yollarında kapanma, hava keseciklerinde ödem ve enfeksiyon olabilir. Triflo egzersizleri ile bunları açarsınız ve sekresyonları, balgamı, mukus içeriği dışarı atarsınız.” dedi. KOAH ve kronik bronşitli astımlı hastalarda akciğer kapasitesinin kapanmaya yatkın olduğuna da dikkat çeken Prof. Dr. Anış Arıboğan, bu kişilerin trifloyu bir ilaç gibi yanında bulunması gerektiğini söyledi ve “Sürekli kullandığımız bir organı aslında nasıl yanlış ve yetersiz kullandığımızı triflo kullanımının ardından fark ediyoruz.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Prof. Dr. Anış Arıboğan, özellikle ameliyatların ardından hastalara önerilen triflo hakkında bilgi verdi ve işlevini anlattı.

Basit ama efektif…

Triflonun, solunum egzersizi ile akciğer kapasitesini artırmak için kullanılan bir rehabilitasyon aracı olduğunu dile getiren Prof. Dr. Anış Arıboğan, “Özellikle kronik akciğer hastalığı olanlarda, genel anestezi uygulanan operasyonlardan ve cerrahi operasyonlardan sonra, genel anestezi uygulanan olgularda ve yapay solunum cihazından çıkarılmış yoğun bakım hastalarında akciğer kapasitesini artırmak, sekresyonları azaltmak, akciğerde kapanmayı önlemek için geliştirilmiş basit bir düzenektir. Ancak son derece efektif bir yöntemdir. 3 tane akciğer kapasitesini gösteren ölçülü sütundan oluşur ve bunların içinde de birer tane top yer almaktadır.” dedi.

“Alınan oksijenin artması vücut sağlığı ve iyileşme için önemli”

Triflonun iki taraflı kullanabileceğini dile getiren Prof. Dr. Anış Arıboğan, “Orijinal hali ile nefes çekere kullanılırken ters çevirdiğimizde de nefes vererek kullanılabilir. Böylece akciğerin hem soluk alma hem de soluk verme fonksiyonu üzerinde rahatlıkla egzersiz yapılmasını sağlar.” dedi.

Akciğer kapasitesini artırmanın vücuda alınan oksijeni artırmak anlamına geldiğini dikkat çeken Prof. Dr. Anış Arıboğan, alınan oksijenin artmasının vücut sağlığı ve iyileşme için çok önemli olduğunu vurguladı ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kronik akciğer problemi olan hastalarda, hava yollarında kapanma, hava keseciklerinde ödem ve enfeksiyon olabilir. Triflo egzersizleri ile bunları açarsınız ve sekresyonları, balgamı, mukus içeriği dışarı atarsınız. Bunun en iyi örneğini Covid-19 salgını sırasında gördük, akciğer kapasitesini artırmak amacıyla birçok hastanın solunum cihazına girmediği bildirildi.” 

Aşırı ve bilinçsiz kullanımı olumsuzluklara neden olabilir

Triflonun özellikle erişkinler için üretildiğini dile getiren Prof. Dr. Anış Arıboğan, “Çocuk hastalarda da akciğer kapasitesine dikkat ederek, bir üst sınır koyarak egzersiz yaptırılabilir.” dedi.

Triflodaki ilk sütunun 600, ikincinin 900, üçüncünün de 1200 cc’lik bir akciğer kapasitesini gösterdiğini belirten Prof. Dr. Anış Arıboğan, bu egzersizin nasıl yapılacağını şöyle anlattı:

“3 sütun ve 3 balondan oluşan cihazın dışındaki üfleme aparatına ağzınızı koyarak nefesinizi çekmeye başlarsınız. İlk hedef mavi topu yukarı kaldırmaktır. Eğer kapasiteniz yeterli ise ikinci topu da yukarı çekebilirsiniz. Üçüncü topu da yukarı çekebiliyorsanız bu, akciğerin içerisine 1200 mililitrelik bir hava hareketi sağlandığı anlamına gelir. Günlük yaşantımızda ‘derin nefes al’ komutunun uygulanmasının rakamsal karşılığı bilinmediği için pek etkin olduğu söylenemez. Ancak bir hedef belirlendiğinde ve bu uygulama yapıldığında işlemin başarısını ve sonucu olumlu anlamda etkilemektedir.

Trifloyu günde 3-5 kere kullanmak yeterlidir. Çünkü aşırı uygulama halinde karbondioksit değeri düşeceği için kişilerde baygınlık hali, bilinç bulanıklığı, kafa karışıklığı, yorgunluk, halsizlik, tansiyonda düşme olabilir.”

“Hastalar bir ilaç gibi sürekli yanında bulundurmalı”

Ameliyat sonrası durumlarda triflonun daha sık önerildiğini, bir-iki saatte bir hemşire eşliğinde uygulanabileceğini dile getiren Prof. Dr. Anış Arıboğan, “Ameliyat sırasında özellikle uzun ameliyatlarda hasta yattığı için, akciğer ve kalp ameliyatlarında da direkt akciğer organı ile çalışıldığı için akciğer yapısı kapanmaktadır. Zaten anestezi ve ameliyat sonrası durumda en sık rastlanan akciğer problemi atelektazi dediğimiz akciğerin bölge olarak yapışması ve kapanmasıdır. Bu durumun iyi yönetilmediği durumlarda özellikle yaşlı hastalarda, uzun cerrahi müdahale geçiren hastalarda, obezlerde zatürreye kadar gidebilen akciğer problemlerine neden olabilir. Bunlar hastanın erken ayağa kalkmasını ve yara iyileşmesini de etkileyebilir. Bu anlamda triflo özellikle postoperatif dönemde ısrarla ilk günden sonra tavsiye edilmektedir.” dedi.

Kronik akciğer problemi olan KOAH ve kronik bronşitli astımlı hastalarda akciğer kapasitesinin kapanmaya yatkın olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Anış Arıboğan, “Bu kişilerde hava yollarını ve hava keseciklerini açık tutmak, daha da önemlisi onların içinde biriken mukus sekresyonu, balgamı ve gerektiğinde bakteri ile yüklü olan kirli materyali akciğerden dışarı atabilmek, hava yollarını temiz tutabilmek ve oksijen değişimini iyileştirmek için sürekli kullanılan, bir ilaç gibi hastanın yanında bulunması gereken bir preparat olarak düşünebiliriz.” şeklinde konuştu.

“Akciğerlerimizi yanlış ve yetersiz kullandığımızı triflo ile fark ediyoruz”

Fizyolojik olarak nefes almanın kısa, nefes vermenin de uzun olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Anış Arıboğan, “Bu süre eşit de olabilir ancak, nefes alma kısa ve nefes vermenin uzun olması önerilir.” dedi.

Nefes alma sırasında diyafram kullanımının çok önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Anış Arıboğan, sözlerini şöyle tamamladı:

“İnterkostal kasları kullanmak, karnı yukarı doğru çekmek önemlidir. Tercihen ağız kapalı olarak tüm burun kapasitesi ile solunum gerçekleştirilmeli. Elinizi karnınıza koyduğunuzda bir çiçek koklar gibi kendinizi öne çekerek, yukarı çekilmesi ile nefes alınmalı ve yavaşça verilmeli. Bu durumu yaşantımızda uygulama ve gerçekleştirmek zor olabilir. Ancak triflo eşliğinde gerçekleştirdiğimizde bir anda kendimizi doğru nefes alımında buluruz. Çünkü bir hedef belirliyorsunuz ve bunu artırmaya çalışıyorsunuz. Sürekli kullandığımız bir organı aslında nasıl yanlış ve yetersiz kullandığımızı triflo kullanımının ardından fark ediyoruz.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

ETİKETLER: , , , ,
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.