İstanbul Atlas Üniversitesi’nde “Bir Beyin Düşünür, Dünya Değişir” sloganıyla kutlanan 10-16 Mart Beyin Farkındalık Haftası, Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Nörobilimdeki gelişmelerin özellikle nörolojik gelişmelere değinen Prof. Dr. Terzi, tıpta yapay zekanın mutlaka önemsenmesinin bulunmadığını çizdi.
Atlas Üniversitesi Hastanesi’nde 14 Mart Tıp Bayramı’nda gerçekleştirilen konferansı hastanede görevli doktorlar, akademisyenler ve tıp fakültesi öğrencileri dinledi. İstanbul Atlas Üniversitesi Rektörü, Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ersoy Kocabıçak’ın video mesajla 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutladığı konferansta İstanbul Atlas Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Abdulhalim Şenyiğit, İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Faruk Aydın ve Atlas Üniversitesi Hastanesi Başhekimi, İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hülya Ensari açılış konuşmalarını gerçekleştirdi.
Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Murat Terzi, “Nörobilimde İnovatif Yaklaşımlar” başlıklı konferansında nörolojik hastalıklarla ilgili inovatif yaklaşımlara değinerek yapay zeka ve dijtal teknolojilerin özellikle tıp ve nörolojiye yaptığı katkılardan bahsetti.
Günümüzde başında nöro olan nöropazarlama, nörogenetik, nöroimmünoloji, nöropatoloji gibi pek çok kavram olduğunu belirten Prof. Dr. Murat Terzi, “Bunun en önemli nedeni beyin. Beyin olmadığı takdirde ne kalbin ne gastroentestinal sistemin ne de üriner sistemin bir anlamı yok. Beyin ölümü dediğimiz bir kavram var, kalp ölümü demiyoruz. Beyin fonksiyonlarının kaybolması, beyin ölümü tıbben de ölüm anlamına geliyor. Beyin ölümüyle beraber o güne kadar beyinde taşıdıklarınız, hafızanızda kaydettikleriniz ölümle beraber gidecek. Gazi Yaşargil, hekimlere meslektaşlarıyla bilgi paylaşımını mutlaka yapmalarını tavsiye ediyordu. Bu, cerrahi teknik ya da laboratuvar teknik olabilir. Şimdi bir de yapay zeka, ölümsüz bir beyin kavramı var. Deniyor ki insanoğlu bir gün yok olacak. İnsanlar olmasa da görünmeyen bir beyni yapabilir miyiz? Bugün beyni taklit eden modeller var, yapay zeka programları var” dedi.
Özellikle geleceğin hekimlerine seslenen ve yapay zekayı önemsemelerini tavsiye eden Prof. Dr. Murat Terzi, “Yapay zekayı geliştiren şey yine insan beyni. O nedenle bu işle uğraşmak lazım. Tıp Fakültesi öğrencileri mutlaka bunu önemseyin. Bazı hocalarımız itiraz ediyor: ‘Ben yapay zekaya karşıyım, insanın yerine bir doktor olamaz, insanı taklit eden bir robot olamaz’ diye ama biz istesek de istemesek de gelecekte şu olacak: Acile gittiğinizde kanımı bir robot mu alsın bir hemşire mi alsın, bana enjeksiyonu bir hemşire mi yoksa robot mu yapsın? Düşünsenize hiç yorulmayan, acıkmayan, susamayan, yemek yemeyen, akşam eşiyle kavga etmeyen robotlar olacak. 24 saat gülecek. Hatta empati de kurabilecek” dedi.
Teknolojideki gelişmelerle beraber sağlık alanında e-nabız, mobil uygulamalar gibi hayatı kolaylaştıran uygulamalar olduğunu belirten Prof. Dr. Murat Terzi, yapay zekanın da bir tarihçesi olduğunu söyledi. 2000’li yıllarda sinir ağları incelemeleri ve fonksiyonel MR gibi gelişmeler yaşandığını belirten Terzi, “Yapay zekayı yapabilmek için önce beyni öğrenmemiz lazım. Beyinde anlama ve konuşma merkezi nerede? Bunları bilmek sadece yetmiyor. Bu merkezlerin arasında konnektom dediğimiz bağlantıları oluşturabilmeniz lazım. Beynin en küçük hücresi nöronu taklit etmeniz lazım” dedi.
2020 sonrasında özellikle MS ile ilgili yapay zeka çalışmalarının pik yaptığını söyleyen Prof. Dr. Terzi, “Bu yapay zekayı artık tıbbın her alanında kullanacağız. Bugün Amerika radyolog ve patolog ihtiyacını en aza indirdi. Radyolojik MR’ı analiz edebilecek yapay zeka modeli geliştirilmiş. Bu modelle beraber yapay zeka tespit ettiği hastalık ve uygulanacak tedaviyle ilgili doktora bilgi verecek. Artık günümüzde beyin cerrahisi alanında kullanılan robotik uygulamalar var. Hastaya uzaktan yapılabilen ameliyatlar ve incelemeler var. Bu nörogörüntüleme teknikleri diğer alanlarda da her geçen gün gelişiyor. Artık biz MR teknolojisi ne kadar gelişirse yapay zekaya da o kadar çok iyi şeyler öğreteceğiz. Bunlarla beraber yaşlanmayı daha iyi anlayacağız. Bu belki de bizim hastalıklardan korunmamıza ve önlememize yardımcı olacak” dedi.
Günümüzde doktorların tanıya varmalarında sadece görüntüleme tekniklerinden yararlanmasının yeterli olmadığını belirten Prof. Dr. Murat Terzi, teşhis koyarken hastayı muayene etmek, yaşına bakmak, dinlemek ve anamnezini iyi almanın da önemli olduğunu kaydederek “Bizim artık bunları yapay zekaya öğretmemiz lazım. Bunu kim öğretecek? Bizim gibi beyinler öğretecek, bunun profesyoneli öğretecek. Eğer ben bunu Murat Terzi olarak yapay zekaya öğretmezsem farklı biri buna başka şey öğretir. Bu MS değil de Parkinson dedirtebilir. Çünkü yapay zekaya ne öğretirseniz size onu söyleyecek. O nedenle bunu önemsememiz lazım. Mühendislik bilmemiz lazım, hatta Atlas Üniversitesi’ndeki mühendislerle ve yazılımcılarla iyi diyalog kurmamız lazım. Etik onaylarımızı almamız lazım” dedi. Sağlık teknolojilerinde yaşanan gelişmeler, telefon uygulamaları ve anket gibi uygulamalar sayesinde hastaların uzaktan takiplerinin yapıldığını belirten Prof. Dr. Murat Terzi, bunların önemli kolaylıklar sağladığını söyledi.
MR, ses, yürüme ve laboratuvar sonuçlarını makinaya yükleterek analiz yaptırabildiklerini belirten Prof. Dr. Murat Terzi, “Burada önemsememiz gereken şey şu: Yakın zamanda Siber Güvenlik Kanunu çıktı. Bu verileri nerede saklayacağız? Burada bilgilerin korunup saklanması çok önemli. Bunun için çok önemli bütçeler ayrılıyor. Varolan bilgilerin korunması lazım. Bu konunun hukuksal yönü de önemli. İlerde mutlaka yapay zekaya kim hakimse dünyaya da o hakim olacak. Bunun bir hukuku olmalı. Denetçisi ve etiği olmalı. Bunu da sağlayacak multisipliner yaklaşım gerekiyor” dedi.
