Avrupa’nın tek seferdeki en büyük rüzgar yatırımlarından 1.000 MW’lık YEKA RES-2’nin ikinci santrali işletmeye geçti
Türkiye’nin lider özel sektör elektrik üretim şirketi Enerjisa Üretim, yenilenebilir enerji alanındaki yatırımlarını arka arkaya hayata geçirmeye devam ediyor.
Türkiye’nin lider özel sektör elektrik üretim şirketi Enerjisa Üretim, yenilenebilir enerji alanındaki yatırımlarını arka arkaya hayata geçirmeye devam ediyor. YEKA RES-2 projesi kapsamında Çanakkale’de bulunan Ovacık Rüzgar Enerji Santrali’nin ilk fazını devreye aldı. Projenin yıl sonuna kadar tamamlanarak 54,6 MW tam kapasiteyle işletmeye alınması hedefleniyor.
Türkiye’nin lider özel sektör elektrik üretim şirketi Enerjisa Üretim, Avrupa’nın tek seferdeki en büyük rüzgar yatırımlarından biri olan 1.000 MW’lık YEKA RES-2 projesi kapsamında ikinci santralini devreye aldı. Çanakkale’de yer alan Ovacık Rüzgar Enerji Santrali’nin (RES) ilk fazı faaliyete geçti ve santral, yıl sonuna kadar diğer türbinlerin de tamamlanmasıyla toplamda 54,6 MW kurulu güce ulaşacak.
Ovacık RES’teki ilk fazın devreye alınmasıyla toplam kurulu gücünü 3.830 MW’a yükselten Enerjisa Üretim, 2026 yılına kadar bu kapasiteyi 5.000 MW’ın üzerine taşımayı hedefliyor. Orta vadede ise piyasa koşullarının uygun olması durumunda yenilenebilir enerji santrallerine yapacağı yatırımlar ile bu kapasiteyi 7.500 MW seviyesine ulaştırmayı amaçlıyor. Enerjisa Üretim, işletme halinde olan toplam 28 santraliyle, Türkiye’nin enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 4’ünü karşılıyor. Bu üretim miktarı özel sektör oyuncuları arasında yüzde 7,3 pazar payını temsil ediyor.
Ovacık RES’in tamamlanmasıyla yılda yaklaşık 135 bin ton karbon salımının önlenmesi hedefleniyor. Bu hedef, yaklaşık 20 bin yetişkin ağacın karbon tutmasına eşdeğer bir katkı sunmanın yanı sıra, 30 bin aracın trafikten çekilmesine ve 27 bin evin yıllık karbon ayak izinin önlenmesine denk bir etki sağlayarak Enerjisa Üretim’in karbonsuzlaşma yolculuğunda önemli bir adım daha olacak.
Kadınların Liderliğinde Bir Başarı Hikayesi
Ovacık RES, yalnızca çevresel faydalarıyla değil, aynı zamanda kadın istihdamı konusunda da önemli bir fark yaratıyor. Bu proje ile yenilenebilir enerji alanında önemli bir adım atılırken, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda güçlü bir mesaj veriyor. Ovacık RES, yönetiminden operasyonel süreçlerine kadar tamamen kadınlardan oluşan bir ekip tarafından hayata geçiriliyor. Santral, kadınların iş gücündeki rolünü artırmayı ve liderlik pozisyonlarında daha fazla kadına fırsat tanımayı hedefliyor.
Enerjisa Üretim CEO’su İhsan Erbil Bayçöl: “Türkiye’nin enerji bağımsızlığına katkı sağlamak, bizim için sadece bir iş değil, aynı zamanda bir sorumluluktur. Türkiye’nin en büyük rüzgar enerji üreticisi olma yolunda ilerlerken, Enerjisa Üretim olarak, yenilenebilir enerji alanındaki yatırımlarımızı büyük bir kararlılıkla sürdürüyoruz. Avrupa’nın tek seferdeki en büyük rüzgar yatırımlarından 1.000 MW’lık YEKA RES-2 projesi dahilindeki Ovacık RES, bu vizyonun en önemli parçalarından biri. Ovacık RES’i anlamlı kılan bir diğer yön ise tamamen kadınlardan oluşan bir ekip tarafından yönetilecek olması. Değişim hikayesinin ilk kuşağını oluşturan bu ekip için kapsamlı bir eğitim programı kurguladık. Programda, bugüne kadar 25 mühendis ve teknisyenlerimiz yer aldı. Onlar, önemli bir dönüşümün ilk öncüleri, yarınlara ilham verecek hikayelerin yazarları. Bu program, kadınların iş dünyasında daha fazla yer almasının ve her alanda eşit fırsatlar yaratılmasının önemini bir kez daha vurguluyor. Bu çabamızla Türkiye’de bir ilke imza attığımız için gururluyuz.” dedi.
Yüzde 59 yerli ve yenilenebilir kaynak
Enerjisa Üretim, özellikle YEKA RES-2 projesi yatırımlarıyla Türkiye’nin rüzgâr potansiyelini daha etkin bir şekilde değerlendirirken, yenilenebilir enerji üretimindeki ölçeğini de büyütüyor. Hali hazırda, enerji üretiminin yüzde 59’unu yerli ve yenilenebilir kaynaklardan karşılayan Enerjisa Üretim, bu oranı önümüzdeki yıllarda daha da yukarıya taşımayı hedefliyor.
Aynı zamanda, YEKA RES-2 projesinde kullanılan türbinlerin kule, kanat, jeneratör ve nasel gibi kritik öneme sahip parçaların Türkiye’de üretilmesi hem ihracat potansiyeli yaratıyor hem de ülkemiz ekosisteminin daha güçlü hale gelmesine katkı sağlıyor.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı